Yanartaş, sadece bir doğa olayı değil; antik çağlardan günümüze uzanan bir efsanenin canlı kalmış parçasıdır. Hem jeolojik hem kültürel anlamda nadir görülen bir fenomene tanıklık etmek istiyorsanız, Çıralı’daki bu durak unutulmaz bir deneyim sunacaktır.
Yanartaş, antik çağlarda “Chimera” olarak bilinen, yer altından çıkan doğal gazların kayalıklar arasından alev olarak yükseldiği, büyüleyici bir doğa olayıdır. Yunan mitolojisine göre Chimera, aslan, keçi ve yılan karışımı bir canavardır ve Bellerophon adlı kahraman, bu yaratığı öldürmüştür. Ancak canavarın nefesiyle yeryüzüne çıkan alevler hâlâ sönmemiştir…
Çıralı’ya birkaç kilometre uzaklıkta, dağ yamacında yer alan Yanartaş, hem doğal bir mucize hem de kültürel bir simgedir. Kayaların arasından çıkan alevler, gece saatlerinde daha etkileyici bir görsel sunar. Herhangi bir tutuşturma olmaksızın yanan bu ateş, yer altından sızan metan ve hidrojen gazları sayesinde sürekli yanar.
Deniz seviyesinden yaklaşık 300 metre yüksektedir.
Gazlar, binlerce yıldır kesintisiz olarak yanmaktadır.
Antik dönemlerde denizcilere yön bulma noktası olarak hizmet vermiştir.
Bölgede antik kalıntılar da (tapınak, yazıt) görülebilir.
Ulaşım: Çıralı merkezinden araçla ya da yürüyerek (yaklaşık 45 dakika)
Giriş Ücreti: Müzekart geçerli değil, yerel giriş ücreti alınır
En iyi ziyaret saati: Gün batımı sonrası
Hazırlık: Merdivenli tırmanış için su ve el feneri şart
Ayakkabınız mutlaka sağlam ve kaymaz tabanlı olsun; tırmanış dik ve taşlıdır.
Gece ziyaret ediyorsanız mutlaka el feneri getirin; yol karanlık ve doğal.
Ateşe çok yaklaşmayın; görünenden daha sıcak ve kaygan olabilir.
Yanartaş’ta kamp yapmak ya da ateşle oynamak yasaktır ve tehlikelidir.
