Çıralı Sadece Bir Plaj Değil: Keşfetmeniz Gereken 5 Yer

Çıralı çoğu insanın zihninde sadece huzurlu bir sahil kasabası olarak yer etmiş olabilir. Oysa bu küçük Akdeniz köyü, tarih, doğa ve mistisizmin iç içe geçtiği benzersiz noktalarla çevrili. Eğer sadece plajda güneşlenip dönersen, Çıralı’nın gerçek ruhunu kaçırabilirsin. İşte çevresinde mutlaka görmen gereken 5 yer!

Olympos Antik Kenti

Plajın hemen güney ucunda başlayan Olympos Antik Kenti, çam ormanlarının ve dere yatağının arasında gizlenmiş taş kalıntılarıyla seni zamanda yolculuğa çıkarıyor. Roma hamamları, tiyatro kalıntıları, mezarlar ve surlar… Her köşesi ayrı bir hikâye. Giriş ücretli, ancak Müzekart geçerli.

Çıralı’yı sadece plajıyla tanırsan, bir parçasını görmüşsün demektir — asıl hikâye ormanın, taşın ve ateşin ardında saklı.

Yanartaş (Chimera)

Sönmeyen ateşlerin yurdu: Yanartaş. Mitolojide Bellerophontes’in canavar Chimera’yı burada yendiği söylenir. Gerçekte ise yer altından çıkan metan gazları kayaların arasından doğal olarak alev alıyor. Özellikle gece yürüyüşleriyle efsanevi bir atmosfere bürünür. Çıralı merkezden yürüyerek 45–60 dakikada ulaşılabilir.

Musa Dağı

Likya Yolu’nun önemli etaplarından biri olan Musa Dağı, doğa yürüyüşçülerinin uğrak noktası. Manzara yol boyunca büyüleyici; hem orman içi hem de zirveye yakın açık alanlar görsel şölen sunar. Tecrübeli yürüyüşçüler için ideal. Rota işaretli ama GPS veya uygulama desteği önerilir.

Ulupınar

Çıralı’ya 15 dakika mesafede yer alan Ulupınar, serin su kaynakları, ağaçlar altına kurulmuş restoranları ve doğal ambiyansıyla bilinir. Yaz sıcağında nefes almak, serin sulara ayaklarını sokmak ve alabalık yemek isteyenler için birebir. Çocuklu aileler için de uygundur.

Maden Koyu

Çıralı’dan tekneyle veya uzun yürüyüş rotalarıyla ulaşılabilen Maden Koyu, bakirliğiyle dikkat çeker. Denizi kristal berraklığında ve sessizliği büyüleyicidir. Yanında yiyecek/içecek götürmek gerekir çünkü tesis yok. Sessiz bir gün geçirmek isteyenler için adeta gizli bir vaha.